AJANSSPOR HABER
Trendyol Muhteşem Lig’in 24’üncü haftasında Beşiktaş ile Trabzonspor karşı karşıya geldi. Tüpraş Stadyumu’nda oynanan dev maçı Siyah-Beyazlılar 2-1 kazanmayı başardı. Spor müellifleri, Beşiktaş – Trabzonspor maçını ve teknik yöneticiler Ole Gunnar Solskjaer ile Şenol Güneş’in tercihlerini kıymetlendirdi.
Beşiktaş olumlu bir değişim-dönüşüm içinde
Uğur Meleke (Hürriyet): Sivas-Beşiktaş maçı öncesi Norveçli teknik adam Solskjaer, motamot şu sözcükleri söylemişti Bein Sports mikrofonlarına: “Takımımın bu dönem oynadığı 20 kadar maçı izleme ve tahlil etme fırsatı buldum. En büyük sorun, geriden oyun kurarken çok kolay top kaybı yapmamız. Öncelikle o sorunu çözme ismine orta alanda bir anlayış ve işçi değişikliğine gittim.” Sivas maçında orta üçlüde Gedson, Oxlade ve Joao Mario’ya vazife verdi Solskjaer. Beşiktaş dönemin en doyurucu deplasman oyunlarından birini oynadı orada. Nitekim de bilhassa birinci-ikinci bölge geçişinde pas yüzdesinin yüksekliği dikkat çekti. Ortadan bir hafta geçti, teşhisinin doğruluğunun farkında olan Solskjaer, misal bir takım seçimiyle çıktı Trabzonspor maçına. Merkezde tekrar Gedson-Oxlade ikilisine misyon verdi, 60’tan sonra Amir devam etti tıpkı role. Yeniden pas yüzdesi yüksek, tekrar üçüncü bölgeye örerek gidebilen bir Beşiktaş izledik. Üçüncü bölgede topu daha çok kanatlara taşıdılar, atak aksiyonlarının başrollerinde Masuaku ve Rashica vardı genelde. Solskjaer’in teşhisi doğruydu, tedavisi de hakikat. Beşiktaş müspet bir değişim-dönüşüm içinde.
Koca bir 45 dakika keçiboynuzu gibi
Erman Toroğlu (Sözcü): Kalabalık bir yerde maç izliyorum. Etrafta muhabbet çok fazla lakin benim gözüm büyük bir televizyonda. İnsanlara bakıyorum televizyona bakmıyorlar. Haklılar zira futbol namına bir şey yok. Tek başıma ben bakıyorum. O da işim icabı. Koca bir 45 dakika keçiboynuzu üzere. Yani çiğne çiğne ağzındaki tat bir damla. (Ama keçiboynuzu çok da yararlıdır onu da ihmal etmeyin.) Rafa Silva’nın şahane pasıyla bütün Beşiktaş defansının diz bağları çözülüyor. Trabzonspor da bu ikramı geri çevirmeyip golünü atıyor. Arkadaşlar, Immobile diye bir oyuncu var. Geçmişte çok uygundu. Benim babam da gençliğinde yeşil gözlü ve sarışındı lakin öldüğünde o denli değildi. Koca 45 dakikada Immobile gezen bir santrfor imgesinde. Hani derler ya gezen tavuk eti çok makbul. Âlâ de gezen Immobile bir türlü yumurtlayamıyor. Koca 45 dakikada da yumurtlayacak duruma giremedi. Bir de daima hakeme ağlıyor. Ha gezen tavuk Immobile’ye yumurta yaptıracak horoz var mı onu da sormamız lazım.
Beşiktaş’ın en değerli transferi Joao Mario
Güntekin Onay (Hürriyet): Şu çok net ki: Beşiktaş, Ole Gunnar Solskjaer ile birlikte yine ekip ruhu yakaladı. Futbolcuların beden lisanı, kazanma isteği ve ortaya koydukları gayret üst üste gelen galibiyetlerin anahtarı. Dün çabucak hemen hiç atak bahtı bile vermediği Trabzonspor’a karşı Rafa Silva’nın çıkarken kaybettiği topla 1-0 yenik duruma düşmesine karşın yüksek tempo ve baskıyla oynayan Beşiktaş, kazanmayı hak eden taraftı. Beşiktaş’ta a son maçlarda Joao Mario’da büyük bir çıkış var. Solskjaer onu daha derinde oyun kurucu olarak kullanıyor ve yüksek teknik kalitesiyle Joao Mario, âlâ bir irtibat oyuncusu rolünü başarılı bir formda icra ediyor. Şu an için Beşiktaş’ın en değerli transferi Joao Mario. Solskjaer, Alex Oxlade-Chamberlain’i de kazanmak için uğraş sarfediyor.
Immobile’yi de kazanırsa Solskjaer’i kutlamak gerekir
Ömer Üründül (Sabah): Solskjaer bana nazaran Beşiktaş’a çok yararlı olacak. Kadronun alanda bir kimliği vardı. Chamberlain’in çok düzgün futbolcu olduğunu biliyor. Ve onu ufak ufak kazanmaya çalışıyor. Joao Mario’yu birinci sefer Benfica’daki performansında gözlemledim. Bana nazaran dün tekrar Gedson, her zamanki üzere dinamoydu. Rashica da yararlıydı. Bakalım şayet Solskjaer fiziki gücü bitmiş Immobile’yi de kazanırsa kendisini kutlamak gerekir.
Çok para harcamadan da oynanabileceğini göstermek Beşiktaş’ın ülkeye karşı sorumluluğudur
Cem Dizdar (Fanatik): Sıkıntı bir maçtı lakin birden fazla kısmı yanlışsız oynayan Beşiktaş son kısmı huzursuz atlatsa da maçı kazandı. Kaç dönemi ‘’kurtarıcı büyük oyuncular’’dan medet umarak ziyan eden birden fazla kulüpten biri de Beşiktaş. ‘’Transferci rakipleri’’nin dümen suyuna girdikçe tahminen bu formülle vakit zaman şampiyonluklar yaşadı fakat geleceği heba ettiği de bir gerçek. Artık bilhassa gençler için öğretme, öğrenme ve çalışma vakti. Çok para harcamadan da bu oyunun oynanabileceğini göstermek her kadro üzere Beşiktaş’ın da ülkeye karşı sorumluluğudur.
Büyük kadro olma refleksiyle alana dönen bir Beşiktaş gördük
Ali Gültiken (Sabah): Beşiktaş’ın aslında oyunu ikinci yarının birinci düdüğüyle başladı. Büyük ekip olma refleksiyle alana dönen bir Beşiktaş gördük. Bu istek hem oyun coşkusuna hem de yüksek tempoya dönüştü. Beraberinde de konumlar geldi. Rakibini ikinci yarının birinci 20 dakikasında kendi yarı alanına hapsetti. Bu dönemin en büyük sıkıntılarından biri olan kırılganlık ve geri dönememe süreçlerini artık geride bıraktı. Bilhassa Trabzon üzere yüksek düzeyli gruba karşı mağlup duruma düştüğünüz maçta bu dönüşü yapabilmek kıymetli bir muvaffakiyet. Beşiktaş, topluluğunun muhtaçlık duyduğu büyük kadro refleksini ortaya koyabildiği bir akşamı geride bırakmanın memnunluğunu yaşadı.
Semih top ezme ustası oldu
Turgay Demir (Fotomaç): Immobile çıkıp Semih, Rashica’nın yerine Muçi girince sağ tarafta havalar biraz düzelse de öndeki görünüm düzgünce berbatlaştı. Semih top ezme ustası oldu. Dönem başından beri söylüyorum Beşiktaş takımının ana sınırları mükemmel ancak ayrıntılarda külfet var. Türkiye’nin en güzel kalecisi Kartal’ın elinde, en düzgün 6-8 numarası Gedson ona keza. Emirhan Topçu, ismi üzere topçunun kralı… Rafa’yı da koydun mu al sana iskelet. Macera aramadan bu iskeletin etrafını yeterli donattığınızda sonuç alırsınız. Solksjaer’in birinci yarıdaki takımı bana nazaran yanlıştı ancak o yanlışı düzeltmeyi bildi.
